YAYLALARDAN FINDIK BAHÇELERİNE: HELİN YAŞAR İLE KARADENİZ’İN SAKLI CENNETLERİ «SAMSUN & ORDU & GİRESUN» 25-28 EYLÜL 2025

İstanbul Havalimanı’nda siz değerli misafirlerimizle buluşuyor, bagaj ve bilet işlemlerimizin ardından TK2806 sefer sayılı 06.25 uçuşu ile Samsun’a hareket ediyoruz. 07.50’de varışımızın ardından bizi bekleyen özel aracımızla Ünye Çakır Tepe’ye geçerek Karadeniz’in eşsiz lezzetleriyle dolu bir kahvaltı yapıyoruz. Kahvaltı sonrası, eski adıyla “Grago ve Kilise Gölü” olarak bilinen Gaga Gölü’ne ulaşıyor ve gölün efsanesini yerel anlatıcı Resul Bey’den dinliyoruz. Daha sonra Aybastı üzerinden, UNESCO Dünya Mirası adayları arasında gösterilen, doğanın bir sanat eseri gibi işlediği Perşembe Yaylası’na doğru yola çıkıyoruz. Türkiye’nin en yüksek rakımlı mendereslerine ev sahipliği yapan bu benzersiz yaylada, Karga Tepesi’nden tüm vadiyi izledikten sonra mendereslerin arasında keyifli bir yürüyüş yapacağız. Yayla gezimizin ardından, Karadeniz’in mitolojik dokusunu keşfetmek üzere Yason Burnu’na hareket ediyoruz. Argonotlar’ın lideri Kaptan Yason’un, Herkül ile ‘altın post’u aramak için geldiği bu 1. derece arkeolojik sit alanında, tarihi ve efsaneleri dinleyerek zamanda yolculuk yapıyoruz. Ardından 1868 yılında Rumlar ve Gürcüler tarafından inşa edilen Panaya Kilisesi’ni ziyaret ediyoruz. Günün tatlı bir molasını, Perşembe’nin meşhur bal kaymaklı dondurmasını tadarak veriyor, ardından Karadeniz’in ilk Cittaslow şehri Perşembe’ye geçiyoruz. Akşam yemeğimiz, taze balıkları ve yöresel lezzetleriyle ünlü yerel restoranımızda. Konaklamamız Ordu The Wyspy Hotel’de. 

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Ordu’nun en önemli değerlerinden biri olan fındığın tarihini ve üretim süreçlerini keşfetmek için Kahraman Sağra Fındık Müzesi’ni ziyaret ediyoruz. Buradaki gezimizin ardından, denizden 510 metre yükseklikteki Boztepe’ye teleferikle çıkıyor ve Karadeniz’in en etkileyici panoramik manzaralarından birine karşı kahvemizi yudumluyoruz. Manzaranın tadını çıkardıktan sonra Giresun’a hareket ediyoruz. Burada yerel fındık üreticileriyle buluşarak fındık tadımı yapacağız. Yolculuğumuzun devamında Dereli üzerinden, Karadeniz’in gizli cennetlerinden biri olan Kuzalan Tabiat Parkı’na ulaşıyoruz. 20 metre yüksekten dökülen ve doğal güzelliğiyle büyüleyici Kuzalan Şelalesi’ni fotoğrafladıktan sonra, hemen yanı başında bulunan ve Karadeniz’de bir benzeri olmayan sodalı suyun tatlı suyla buluştuğu Mavi Göl’e geçiyoruz. Gölün eşsiz rengini seyir terasından izledikten sonra, 1500 metre rakımlı Kulakkaya Yaylası’nda doğayla iç içe huzurlu bir gece geçirmek için Zifin Hotel’e yerleşiyoruz. Akşam yemeğimizi otelde alarak Karadeniz’in temiz havasında keyifli bir gece geçiriyoruz. 

Güne, otelde alacağımız kahvaltıyla başladıktan sonra, “Karadeniz’in Pamukkale’si” olarak adlandırılan Göksu Travertenleri’ni ziyaret ediyoruz. Beyaz kireç taşı oluşumlarıyla ünlü bu doğal harikayı gezdikten sonra, “Gidemediğin yer senin değildir” sözüyle bilinen dönemin Sivas Valisi Halil Rıfat Paşa tarafından 1880-1883 yıllarında yaptırılan Halil Rıfat Paşa Tüneli’ni görüyoruz. Ardından, Uzundere üzerinden 1600 rakımlı Kümbet Yaylası’na çıkıyoruz. Burada taş fırınlardan yeni çıkmış pidelerimizi ve yöresel tereyağlarımızı alıp, kuzine sobasında demlenen çay eşliğinde açık havada muhteşem bir öğle yemeği yiyoruz. Yaylanın yerel pazarında kısa bir alışveriş molası verdikten sonra, çam sakızı sütlacı deneyimleyerek Karadeniz’in en özel tatlarını keşfedeceğiz. Yemek sonrası, Aymaç Mevkii’nde ladin ağaçları arasında doğa yürüyüşü yaparak, göğe yükselen ağaçların arasında huzur dolu anlar yaşıyoruz. Günün son durağında Koç Kayası’nda bulunan dağ otelimize hareket ederek, burada keyifli bir akşam yemeği ve konaklama ile günü tamamlıyoruz. 

Otelde yapacağımız kahvaltının ardından, 1850 yılında bölgede yaşayan Rumlar tarafından inşa edilen Kırkharman Kilisesi’ni panoramik olarak görüyoruz. Daha sonra, deniz seviyesinden 2000 metre yükseklikteki Çıkrıkkapı Yaylası’na çıkıyoruz. Burada, birçok gezginin bilmediği, ancak dünyada korunma amaçlı Çin Seddi’nden sonra ikinci en büyük set duvarı olarak kabul edilen, 6,5 km uzunluğundaki Hacı Abdullah Duvarı’nı keşfedeceğiz. Yayla kahvesinde bir mola vererek, yerel halktan bu etkileyici yapı hakkında detaylı bilgiler alacağız. Sonrasında Çakrak Kilisesi’ni ziyaret ediyor, ardından Karadeniz’in en bakir yaylalarından biri olan Gölyanı Yaylası’na ulaşıyoruz. 1570 metre rakımdaki bu doğa harikası yaylada, göl kenarına inci gibi dizilmiş ahşap evlerin arasında yürüyüş yaparak Karadeniz’in eşsiz doğasını içimize çekiyoruz. Doğa ile baş başa geçirdiğimiz bu özel anların ardından, turumuzun son durağı olan Ordu – Giresun Havalimanı’na hareket ediyoruz. Saat 20.35’te THY ile İstanbul’a dönüş uçuşumuzu gerçekleştirerek, Karadeniz’in benzersiz doğası ve kültürel zenginlikleriyle dolu bu yolculuğumuzu tamamlıyoruz. 
‍

Hayat bir yolculuktur, başka bir yolculukta tekrar görüşmek dileğiyle...